Gözlerin

nazım hikmet

Gözlerin gözlerin gözlerin,ister hapisaneme, ister hastaneme gel,gözlerin gözlerin gözlerin hep güneşte,şu Mayıs ayı sonlarında öyledir işteAntalya tarafında ekinler seher vakti. Gözlerin gözlerin gözlerin,kaç defa karşımda ağladılarçırılçıplak kaldı gözlerinaltı aylık çocuk gözleri gibi kocaman ve çırılçıplak,fakat bir gün bile güneşsiz kalmadılar. Gözlerin gözlerin gözlerin,gözlerin bir mahmurlaşmayagörsünsevinçli bahtiyaralabildiğine akıllı ve mükemmeldillere destan bir şeyler olur dünyaya sevdası

Yine De İyimserlik

nazım hikmet

kardeşimsonu tatlıya bağlanan kitaplar yollayın banauçak sağ salim inebilsin meydanadoktor gülerek çıksın ameliyattankör çocuğun açılsın gözleridelikanlı kurtarılsın kurşuna dizilirkenbirbirine kavuşsun yavuklulardüğün dernek yapılsın hem desusuzluk da suya kavuşsunekmek de hürriyetekardeşimsonu tatlıya bağlanan kitaplar yollayın banaonların dediği çıkacakeninde de sonunda da…Nazım Hikmet

Yaşamaya Dair – III

nazım hikmet

Bu dünya soğuyacak,yıldızların arasında bir yıldız,hem de en ufacıklarından,mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,yani bu koskocaman dünyamız. Bu dünya soğuyacak günün birinde,hatta bir buz yığınıyahut ölü bir bulut gibi de değil,boş bir ceviz gibi yuvarlanacakzifiri karanlıkta uçsuz bucaksız. Şimdiden çekilecek acısı bunun,duyulacak mahzunluğu şimdiden.Böylesine sevilecek bu dünya“Yaşadım” diyebilmen için… Nazım Hikmet

Bu Vatana Nasıl Kıydılar

nazım hikmet

İnsan olan vatanını satar mı?Suyun içip ekmeğini yediniz.Dünyada vatandan aziz şey var mı?Beyler bu vatana nasıl kıydınız? Onu didik didik didiklediler,saçlarından tutup sürüklediler.götürüp kâfire : “Buyur…” dediler.Beyler bu vatana nasıl kıydınız? Eli kolu zincirlere vurulmuş,vatan çırılçıplak yere serilmiş.Oturmuş göğsüne Teksaslı çavuş.Beyler bu vatana nasıl kıydınız? Günü gelir çarh düzüne çevrilir,günü gelir hesabınız görülür.Günü gelir sualiniz

İnsan

nazım hikmet

Ya hayrandır sana ya düşman Ya hiç yokmuş gibi unutulursun Ya da bir dakka bile çıkmazsın akıldan Nazım Hikmet

Karıma Mektup

nazım hikmet

Bir tanem! Son mektubunda: “Başım sızlıyor yüreğim sersem!” diyorsun. “Seni asarlarsa seni kaybedersem,” diyorsun, “yaşayamam!” Yaşarsın, karıcığım, kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda; yaşarsın, kalbimin kızıl saçlı bacısı, en fazla bir yıl sürer yirminci asırlarda ölüm acısı. Ölüm bir ipte sallanan bir ölü. Bu ölüme bir türlü razı olmuyor gönlüm. Fakat emin ol ki,

Kız Çocuğu

nazım hikmet

Kapıları çalan benimkapıları birer birer.Gözünüze görünememgöze görünmez ölüler. Hiroşima’da ölelioluyor bir on yıl kadar.Yedi yaşında bir kızım,büyümez ölü çocuklar. Saçlarım tutuştu önce,gözlerim yandı kavruldu.Bir avuç kül oluverdim,külüm havaya savruldu. Benim sizden kendim içinhiçbir şey istediğim yok.Şeker bile yiyemez kikağıt gibi yanan çocuk. Çalıyorum kapınızı,teyze, amca, bir imza ver.Çocuklar öldürülmesinşeker de yiyebilsinler. Nazım Hikmet

Bulut mu Olsam

nazım hikmet

Denizin üstünde ala bulutyüzünde gümüş gemiiçinde sarı balıkdibinde mavi yosunkıyıda bir çıplak adamdurmuş düşünür. Bulut mu olsam,gemi mi yoksa?Balık mı olsam,yosun mu yoksa?..Ne o, ne o, ne o.Deniz olunmalı, oğlum,bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla. Nazım Hikmet

Hasret

nazım hikmet

Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,belini sarmayalı,gözünün içinde durmayalı,aklının aydınlığına sorular sormayalı,dokunmayalı sıcaklığına karnının. Yüz yıldır bekler benibir şehirde bir kadın. Aynı daldaydık, aynı daldaydık.Aynı daldan düşüp ayrıldık.Aramızda yüz yıllık zaman,yol yüz yıllık. Yüz yıldır alacakaranlıktakoşuyorum ardından. Nazım Hikmet

Piraye İçin Yazılmış Saat 21 Şiirleri

nazım hikmet

Ne güzel şey hatırlamak seni : ölüm ve zafer haberleri içinden, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken… Ne güzel şey hatırlamak seni : bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin ve saçlarında vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının… İçimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti… Parmakların ucunda kalan kokusu sardunya yaprağının, güneşli bir rahatlık